Ve de ulusalcı Doğu Periçek'in açıklaması üzerine bir kaç söz --Süreç, kimi dostlarımızın deyimiye, (ama onların aymazca ima ettikleri kuvvetlere özgü olarak değil, onlarla ittifak içinde) bir ‘darbe mekaniği’ olarak işleyecek.. Bu mekaniğin, tüm muhalefeti ezmek ve faşist diktarlüğü kurumlaştırmak için işleyeceğine şüphesi olan var mı?
Önceki operasyonlardan somut bir şey elde edemeyen Erdoğan ve AKP yeni yargı reformunu gündeme getirdi. Bu paket hızlı bir şekilde yasalaştırıldı. Ardından hemen Cemaate karşı dünkü operasyon devreye sokuldu.. Hatta operasyon hazırlıkları sürerken düğmeye basmak için Erdoğan’ının yasayı onylaması beklendi..Yasanın resmi gazetede yayınlaması ile operasyonun devreye sokulması birbirini takip etti.
Bilindiği gibi bu yargı reformu en çok ‘makul şüphe’ kavramıyla tartışma gündemine oturmuştu.. Buna göre, iş adamlarının mallarına, paralarına el konulabilecek, gözaltına alınabilecek, tutuklabilecek..
Bu paketin AYM’den döneceğini, en azından ilgili hükümlerinin iptal edileceğini AKP kurmayları da biliyordu.. Ancak bu sure içinde yapmak istediklerini yapmış olacaklar.. Yani Cemaate karşı topyekün savaş başlatılmış olacak..
Belli ki önceki operasyonlardan somut bir delil elde edemedikleri için ‘’makul şüphe’’ kavramını yasaya soktular. Anayasaya, hukuk ilkelerine bu kadar aykırı bir hükmü yasa haline getirmeyi göze aldıklarına gore, bugün yapılan operasyonlar ile, başta Zaman gazetesine, Samanyolu tv.ye el koyacakları hemen hemen kesindir.. Ve tabii bu cemaatin diğer varlıklarını da kapsayacaktır.
TMSF ve BDDK yoluyla diğer sermaye gruplarının işletmelerine el koyuyorlardı.. Şimdi bunu yasal kılıf altında ve siyasallaştırarak, anayasayı çiğneyerek yapmayı göze aldılar.. Yapmazlarsa onlar için riskli bir süreç başlar..
Başbakan Davutoğlu’nun son zamanlarda cemaati hedef alan konuşmaları, ‘’cemaatin cemaat olmaktan çıktığını’’ vurgulayarak yasadışı bir örgüt haline geldiğini ifade etmesi operasyonun psikolojik hazırlığı anlamındaydı. Ancak Davutoğlu bugünkü konuşmasında "Devletin en mahrem toplantılarını dinleyenler Suriye'de yardıma giden TIR'ları durdurup şikayet edenler bunların hesabının sorulmayacağını mı zannediyorlardı.’’ sözleriyle cemati neyle sorumlu tutacaklarının ipuçlarını da verdi..
Yani maksat cemaat mensuplarının, birliktelerken ortak iktidar adına, yargıda ve emniyette yasa ve hukuk dışı uyguamalarını, gizli tanıklar ve 'delil üretme' yöntemiyle, yargılama usüllerini hiçe sayarak siyasi davalarda oynadıkları rolü soruşturmak değil, 17-25 Aralık'ın ve tapelerin intikamını almak.
Erdoğan ise bir adım daha attı.. Dink cinayetinde, emniyetin üst bürokrasisi içinde, cinayeti bilinçli olarak engellemeyen yüksek yetkililerin ortaya çıkması üzerine ‘’cemaatin faili meçhul cinayetlere giriştiğini son günlerde görüyoruz’’ diyerek AKP dönemindeki faili meçhul siyasi cinayetlerden Cemaati sorumlu gösterdi. Aynı konuşmasında ‘’Bazı iş adamları bu yapıyla iş tutuyor. . Kim bunlar ile iş tutarsa bayrağına ve toprağına karşı ihanet içindedir. Bu çevrelerle iş tutanlar da asla başarılı olmayacaklarını umarım görürler. Bunlara giden her kuruş vatana ihanete gidiyor.’’ şeklinde ifadeler kullandı.
Lafı uzatmadan bağlayalım.. Hem Davutoğlu hem de Erodğan’ının konuşmalarından ve dünkü operasyondan çıkan sonuç şudur:
1.AKP döneminde işlenen faili meçhul cinayetler, suikastler Cemaatin üzerine atılacak..Çünkü Dink cinayeti davasının geldiği aşama gösterdi ki, hem cemaatçi kadrolar ve hem de AKP yanlısı olanlar, dolayısıyla AKP iktidarı cinayetin işlenmesinden sorumludurlar. Diğer yandan Zirve yayınevi katliamında, Ergenekondan yargılanan emekli orgenaral Tolunay’ı ilişkilendirme işinden de somut bir şey çıkmadı.. Cemaatçi yargı mensuplarının gizli tanık ifadeleriyle oluşturdukları tezgahlar, şimdi buomerang gibi kendilerine yönelecek.. Bütün cinayetlerden sorumlu tutulacaklar.. Delil üretme işi bu kez ters yönde işleyecek.. Böylece Avrupaya, diaspora Ermenilerine sıcak mesajlar vermek de mümkün olacak.. Etyen Mahcupyan’ın Davutoğlu’nun başdanışmanı yapılması bu planın bir parçası olarak görünüyor. Soykırımın 100.cü yılının seçim sürecine denk gelmesi Dink cinayeti üzerinden AKP’yi zor durumda bırakacaktı..Cinayetin Cemaate yüklenmesl ve Mahcupyan’la bu durumdan sıyrılma hesabı içindeler. Diğer taraftan Ergenekon davasından yargılananlar da (Veli küçük, Kemal Kerinçsiz gibi kontrgerillacılar dahil) aklanmış olacak. Bu da ulusalcılarla ittifakın genişletilmesine hizmet edecek.. Hem de ordu içinde cemaatçi subaylara yönelik ‘paralel’ operasyonlarında iş görecek. Erdoğan ve AKP'nin, ciddi bir dirençle karşılaşmazlarsa, bir adım sonra orduya yöneleceği anlaşılıyor.
2. Davutoğlu’nun konuşmasında öne çıkardığı husus.. Tapeleri sızan Dışişleri bakanlığındaki toplantıyı hatırlayın., Dışişleri bakanı Davutoğlu, MİT müsteşarı ve genelkurmay 2. başkanı Suriye’ye nasıl girebilirizin bahane gerekçeleri üzerinde konuşuyorlar.. 'Gerekirse Türbeye iki füze fırlatırız.’ Yani ‘kendi askerimize kurşun sıkarız’ deniyor.. Ve konuşmalar sızıyor.. Saldırı planı deşifre oluyor.. Belli ki bu çok ciddi düşünülen bir provokasyondu.. İkincisi, Suriye’deki şeriatçı teröristlere gönderilen ve içinde füzeler olduğu tespit edilen tırlar.. Bu iki eylemin açığa çıkmasından ve böylece Suriye polikasının çöküşünden Cemaat sorumlu tutulacak.. Tabii muhalefette bununla ilişkilendirilecek..
3. Cemaate ilişkin soruşturmalar genişledikçe CHP’ye yönelik saldırılar da artacak.. CHP aleyhinde ifadeler ortaya çıkacak. Erdoğan’ın konuşmasında geçtiği gibi Cemaat vatan haini, CHP de vatan hainlerinin işbirlikçisi olarak kodlanacak. Davutoğlu’nun cemaatten söz ederken ardından CHP’ye sataşması boşuna değil..
4. Cemaatin el konulacak medya organları üzerinden, Cemaat tabanı ve MHP tabanı üzerinde, yönlerini AKP'ye çevirmleri için ince ince propaganda ve algı operasyonu yürütülecek..Cemaatçi işadamlarına Erdoğan'a biat etmeleri için gözdağı verilecek.. Erdoğan'ın Ak saray meydanındaki Hitlervari nutukları dev medya ağı üzerinden yayınlanacak.
5. Nihayet, yolsuzluktan, hırsızlıktan, rüşvetten bahseden muhalif medya ve muhalefet partileri vatan hainliği suçlamasıyla karşı karşıya kalacak. ‘’Makul şüphe’’ bütün muhalefetin üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallanacak.
Öyle anlaşılıyor ki, Erdoğan ve AKP’nin seçim stratejisi bu çerçevede olacak.. Yani süreç, kimi dostlarımızın deyimiye, (ama onların aymazca ima ettikleri kuvvetlere özgü olarak değil, onlarla ittifak içinde) bir ‘darbe mekaniği’ olarak işleyecek.. Bu mekaniğin, tüm muhalefeti ezmek ve faşist diktarlüğü kurumlaştırmak için işleyeceğine şüphesi olan var mı?
**
Ulusalcı Doğu Periçek'in destek açıklaması üzerine bir kaç söz
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, ’14 Aralık Operasyonu’ ile ilgili “Şimdi Fethullah Gülen’in üzerine giden bu uygulama, en sonunda Tayyip Erdoğan’ın yakasına yapışacak, tutarlı devam ederse. Bu uygulamanın önüne geçerseniz, Tayyip Erdoğanları korumuş olacaksınız” dedi. (Cumhuriyet)
Yani Perinçek, cemaat medyasına yapılan operasyonu olumlu karşılıyor.. Ve bu operasyondan tutarlık bekliyor. Tutarlı devam ederseymiş Erdoğan'a da uzanır, aman ha devam edin! Sanki operasyonun arkasında Erdoğan ve kuklası Davutoğlu yokmuş gibi, insan aklıyla alay eden bir açıklama..
Cemaat medyasına yapılan operasyonun özünde bütün basına karşı olduğunu, en azından muhalf basına gözdağı vermek olduğunu herhalde o da farkındadır. Ulusal basındaki Ahmet Şık, Hasan Cemal gibi farklı eğilmlerdeki temsilciler, uluslarası medya, ABD ve AB yetkilileri, ülkeleri operasyonu böyle okudu.. CHP lideri Kılıçdaroğu bu bir darbe sürecidir dedi. Bu nedenle Perinçek'in açıklaması Erdoğan'a destek olarak okunmalıdır.. Zimni ittifakın gereğini yapmaktadır..
Yazarın Dİğer Yazıları
Demokrasi Manifestosu, Geçici Hükümet’le Erdoğan’sız seçim!
11 Aralık 2020Seçimler Amerikan toplumundaki yarılmayı açığa çıkardı
11 Kasım 2020Egemen paradigmanın içindeki ‘Muhalefet’
3 Eylül 2020Devletin emperyalist siyaseti, faşizm ve Kürt sorunu
8 Temmuz 2020Dayanışma
21 Mayıs 2020AKP-MHP’li vekiller deyyusların ‘siyasi’ temsilcileri mi?
16 Nisan 2020Cumhuriyeti mi, tasfiyesini mi kutluyorsunuz!
31 Ekim 2019Marksist Devrimci olarak Mihri Belli
16 Ağustos 2019Cumhur ittifakı değil Cürüm ittifakı
13 Mayıs 2019İkili kriz: hem iktidar hem muhalefet
27 Şubat 2019Diktatörlüğün Sonbaharı
24 Haziran 2018Türkiye yol Ayrımında
2 Mayıs 2018HDP Kongresi..
11 Şubat 2018CHP kurultayı, faşizm ve savaş
6 Şubat 2018RTE olsa olsa Herkül’üyle henüz karşılaşmayan Cacus olabilir
23 Aralık 2017Ecevit ve Kılıçdaroğlu
15 Haziran 2017Son darbe
17 Nisan 2017Distopya*: Evet çıkarsa ne olocak?
12 Nisan 2017Ey Fravun'a iman edenler!
25 Aralık 2016Efendisiz-vesayetsiz-demokratik cumhuriyet için Kurucu Meclis
10 Ağustos 2016'Uzun Bıçaklar Gecesi' ve İç savaş provası
18 Temmuz 201614 Haziran 2016
Diktatörlüğe karşı Halk Devrimi
25 Nisan 2016'Devrim ve karşı-devrim'
18 Ocak 2016Nuray Mert ve ‘Faydalı salaklık’
11 Ocak 2016'Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı’
31 Ekim 2015Bir de kalkmış herkesi 'sağduyulu olmaya davet' ediyor..
10 Ekim 2015Asıl Şerefsizler kimlerdir, halka, devrimcilere ve demokratlara karşı nasıl savaşırlar
9 Ağustos 2015’Ağlamak Bazı acılarda yetmez Bazı ölümlere’
23 Temmuz 2015Dilipak: Cinsel olarak tahrik ediliyoruz / Eşcinselliği Osmanlıyı geri getirmek isteyenler kışkırtıyor
4 Temmuz 2015Kendi tanrısına bile ihanet eden adam..
6 Haziran 2015AKP Faşizmi, ant-faşist cephe, HDP, BHH ve CHP
5 Ocak 2015Ya Kobane ya barbarlık!
14 Ekim 2014Gezi İsyanı Türkiye'nin 1905'idir
25 Temmuz 2014CHP’nin BOP’un resterasyonuyla uyumlu stratejisi
26 Haziran 2014'Yeni Türkiye' Soma madeninin altında kaldı..
2 Haziran 2014BDP/HDP Cumhurbaşkanlığı seçimi Için ne diyor?
6 Nisan 2014En uzun gün ve olasılıklar
30 Mart 2014HDP, CHP'nin oylarını mı bölüyor?
27 Mart 2014İsyanın adı Berkin-
12 Mart 2014'Paralel devletler', koku-tutulması ve devrimci kopuş
19 Ocak 2014Devlet ikiye mi bölündü yani?
17 Aralık 2013Marksist Devrimci olarak Mihri Belli
15 Aralık 2013Erdoğan-Barzani ittifakı: 'İslam' kardeşliği
17 Kasım 2013Cumhurbaşkanı ve başbakanıyla devletin linç girişimi!!
7 Eylül 2013'Kimyalı' mı 'Kimyasız' mı?
30 Ağustos 2013Başka coğrafyanın çocukları: Rojavalı çocuklar
6 Ağustos 2013Muhalefet, Direnişin açtığı yoldan yürümeli, anayasa görüşmelerinden çekilmelidir
16 Temmuz 2013Yanıyor insanlık hâlâ!
1 Temmuz 201325 Haziran 2013
Belli ki, geldiğiniz gibi gitmeyeceksiniz!
15 Haziran 2013'Bir kaç çapulcu' kim?
2 Haziran 2013İlle de Roboski!!!
6 Ocak 2013'Eğitimin paradigmasını değiştiriyoruz' demek, laikliğin tasfiye ilanıdır
3 Aralık 2012Cumartesi.. Cumartesi..
25 Kasım 2012Ruhu alçalan toplum
29 Ekim 2012Tezkere provokasyonu
4 Ekim 2012Alçaklığın dayanılmaz irtifası..
24 Ağustos 2012Aygün neden kaçırıldı?
13 Ağustos 2012Savaş kışkırtıcılığı suçtur!
23 Temmuz 2012CHP Kurultayı ve Devrimci Cumhuriyet
16 Temmuz 2012Mızrağın ucundaki 'Islam' ve biyopolitiği
12 Haziran 2012'Ceddin deden, neslin baban..'
19 Mayıs 2012Post-modern darbeden postmodern faşizme -Faşizm yargılıyor
17 Nisan 2012Post-modern darbeden postmodern faşizme
16 Nisan 2012Bu başbakan kimin başbakanı?
14 Mart 2012Devlet iktidarının yeniden paylaşım savaşı
14 Şubat 2012Dersim, CHP ve Faşizm
29 Aralık 2011Kürt sorununda 'Osmanlı'da oyun çok'
27 Ekim 2011Adını siz koyun..!
8 Ekim 2011“Laiklik kesinlikle ateizm değildir” Öylemi?
27 Eylül 201190’nında devrimci delikanlı*
18 Ağustos 2011Yanıyor insanlık hala!
3 Temmuz 2011Türkiye Dönüm Noktasında
31 Mayıs 2011