1981’de Dominik’te toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda Mirabel Kardeşlerin katledildiği gün olan 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü olarak kabul edilir.
Mirabel kardeşlerin hikâyesi çok kişi tarafından biliniyordur sanırım. Diktatör Trujilo ülkede iki tehlike var, “Bunlardan birisi kilise, diğeri de Mirabel kardeşler” diyerek, kardeşleri hedef gösterir. Evlerinde ev hapsinde olan ve fakat haftada bir gün ülkenin bir ucundaki cezaevinde tutuklu bulunan eşlerini görmeye giden kadınların, dönüş yolunda araçlarının önü kesilir. Önce tecavüz ederler kadınlara, sonrasında da ölene kadar sopalarla döverler ve ölü bedenlerini arabalarının içine taşıyıp, arabayı da uçurumdan yuvarlayarak intihar süsü vermek isterler. Tarih, 25 Kasım 1960’dır. Öldürüldüklerinde Patria 36, Minerva 34, Maria Teresa ise 24 yaşındadır.
Tabi ki halk kardeşlerin açıkça hedef gösterilmelerinin ardından gelen ölüm haberlerine inanmaz ve bu olay Dominik Cumhuriyeti Diktatörü Trujilonun da sonunu getirmiş olur.Mirabel Kardeşler’in ölümünden sonra ülkede ayaklanmalar daha çok artar. 25 Kasım’dan 6 ay sonra, 30 Mayıs 1961’de ise Trujillo bir suikast sonucu öldürülür.
Kız kardeşlerin vahşice tecavüz edilerek katledilmeleri bütün dünyada yankı bulur.
1981’de Dominik’te toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda Mirabel Kardeşlerin katledildiği gün olan 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü olarak kabul edilir.
1985 yılında Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Kadına Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi için Uluslararası Mücadele Günü olarak kabul edilen 25 Kasım, en son 1999’da Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak resmileşir.
Trujilo 31 yıl boyunca ülkesine kan kusturan bir diktatördü. Kendisine “reis” deniyordu. Muhaliflerine hiç tahammülü olmayan Trujilo onları çeşitli işkencelerle katlediyordu. Dominik işçilerinin %80’i halkın emeğini sömüren faşist lider Trujilo’nun topraklarında çalışmaktaydı. Aslına bakarsanız tüm diktatörlerin yönetimlerinde değişmeyen tek şey vardır. Zenginler daha da zenginleşir ve fakirler ise daha da fakirleşirler. İşte mal varlığı dillere destan olan diktatör Trujilo ve ailesi de ülkenin şeker sanayiinin %65’ine ve verimli topraklarının ise %60’ına sahipti.
Trujilo binlerce insanı katletmiş korkunç bir katildi, 1937 Haiti katliamının mimarı 15.000 Haitili’nin de celladıydı. Diğer taraftan da yandaşları tarafından Nobel barış ödülü adaylığına layık görülen ("dios en cielo, trujillo en tierra") cennette tanrı, dünyada Trujillo sloganlarıyla güç zehirlenmesi yaşayan diktatör, bu gücüyle her şeye sahip olabileceğini düşünen, aynı zamanda kadınlara zaafı olup her istediği kadını da elde edebilmek için bu gücünü pervasızca kullanan biriydi.
Her 25 Kasım’da Mirabel Kardeşlerin haince katledilişi bana kardeşlerin son gecesini düşündürür. Ve sonra zihnimde konuşturmaya başlarım kadınları…
Patria Mercedes Mirabal: En büyüğünüz ben olduğuma göre ilk sözü ben alabilirim herhalde. Resim yapmayı hep sevdim biliyorsunuz, belki de koşullar el verseydi iyi bir ressam olabilirdim ne dersiniz?
Bélgica Adela: Yapma Patria, ne kadar koyu bir Katolik olduğunu hepimiz biliyoruz. Hatırlasana bizi yatılı Katolik okuluna yolladıklarında sen 14, bense 13 yaşınaydım.
Patria Mercedes Mirabal: Elbette hatırlıyorum ne kadar da heyecanlıydık o gün, evet haklısın belki de en çok istediğim şey rahibe olmaktı
Maria Argentina Minerva: Evet sevgili ablacığım Patria, o kadar çok şey istiyordun ki, en sonunda da 17 yaşında evlendin
Patria Mercedes Mirabal: Ne yapayım, Pedro’yu gördüğüm an Eros’un oklarına da teslim oldum.
Antonia Maria Teresa: Heyy, kesin şunu. Evlenmeseydin bu kadar tatlı 3 yeğenimiz olmayacaktı ama değil mi?
Patria Mercedes Mirabal: Ha ha… Tabi ki de her birini kucağıma aldığım o an nasıl da mutluydum. Belki de bir daha bu denli mutlu hissettiğim bir an oldu mu bilmiyorum. Mutluluk, hüzün ve endişe ve keder… ne kadar da iç içe geçmiş kavramlar. Ama ben, “Çocuklarımın bu yolsuzluk ve zorbalık dolu rejimde büyümesine izin veremezdim. Buna karşı savaşmalıydık ve ben her şeyimi vermeye hazırdım, gerekirse de hayatımı!”
Maria Argentina Minerva: Hepsi o aşağılık Trujlo’nun yüzünden, binlerce insanın katili bu. Bu bir insan olamaz, yaratık.
Antonia Maria Teresa: Aynı zamanda bir tacizci. Hatırlasana Minerva, o akşam partide seni dansa kaldırdığında.
Maria Argentina Minerva: Off… lütfen hatırlatma Maria.
Antonia Maria Teresa: Neden hatırlatmayayım? Seni taciz edince onca insanın arasında suratına patlattığın tokadı her anımsadığımda keyiflenirim. Nasıl da buz kesmişti koca salon ve nasıl da küçücük kalmıştı heybetli üniformalarının içindeki haşmetli Trujilo.
Maria Argentina Minerva: Evet orası öyle ama, olan benim diplomama oldu. Beyimiz aklı sıra avukatlık ruhsatı almama mani olarak beni cezalandırdı. Ya zavallı babam, bu olaydan sonra apar topar hapse atıldı ve ta ölünceye kadar da içeride tutuldu. Evlerimiz, arsalarımız her şeye el koymadı mı bu lanet herif. Düşündükçe çıldırıyorum.
Patria Mercedes Mirabal: Yapma Minerva, al şu suyu iç ve sakin ol biraz.
Maria Argentina Minerva: Neyse bırakalım şimdi bunları. “Bunca acıyla dolu ülkemiz için yapılacak her şeyi yapmak bir mutluluk kaynağı; kollarını kavuşturup oturmak ise çok üzücü…”
Antonia Maria Teresa: Haklısın Minerva “Belki bize en yakın şey ölüm. Ancak bu beni korkutmuyor. Haklı olan her şey için savaşmaya devam edeceğiz.”
Patria Mercedes Mirabal: Heyy kesin artık, ölmesi gereken birileri varsa onların biz olmadığı çok açık. Biz davamızdan asla vazgeçmeyeceğiz ve göreceksiniz, diktatörün sonunu er ya da geç getireceğiz
Maria Argentina Minerva: Haklısın Patria. Hadi artık yatalım, yarın kocalarımızı göreceğiz, bu düşünce şimdiden içimi ısıtıyor benim.
Kardeşlerin en küçüğü Maria Argentina Minerva, içlerinde en politik olanı. Zaten diğer kardeşlerini de etkileyerek kurdukları 14 Haziran örgütüne dahil olmalarını sağlayan da o. Minerva oldukça güzel, zeki ve bir o kadar da etkileyici bir kadın. Bir davette Trujilo ile dans ediyorlar, Trujilo Minerva’yı taciz ediyor. Minerva da koca salonun içinde haşmetli üniformalarının içindeki Trujilo’ya basıyor tokadı. O üniformaların içinde ve kalabalık salonun ortasında bir hamamböceğine dönüşen Trujilo, çok geçmeden aslına rücu ederek ertesi gün Mimerva’yı, anne ve babasını hapse attırıyor. Yetmiyor, hukuk öğrencisi olan Minerva’nın avukatlık ruhsatı almasını engelliyor.
Şimdi günümüze geldiğimizde ne oluyor peki? Bugün bunları yapmak için bir diktatör kadar güçlü olmaya da gerek yok. Kendisi ile birlikte olma teklifini kabul etmeyen kadınları birbirinden yaratıcı taktiklerle kah bıçakla, kah satırla, kah asitle, makasla delik deşik ederek katlediyor partnerleri. Bunca kadın katliamının, kadın şiddetinin olduğu tüm dünya ülkelerinin iktidarları ise göz yumuyorlar tüm bu olup bitenlere. Misal kendi ülkemize bakalım; kalkıp Pandemi’de kadın ölümlerinde azalış var diye aklımızla alay ediyorlar. Neden peki, neden? Tıpkı Minerva Kardeşler’in öldürülmelerinde olduğu gibi aslında hiçbir farkı yok, bu bir zihniyet meselesi. Taa bin yıllar öncesine uzanan mantalitenin uzantısı. İktidarını paylaşmak istemeyen erkekler toplumunun inşa ettiği eril sistemin eril düşünceleri.
Kabul edelim ki, şiddet bir iktidar meselesidir.
Yazarın Dİğer Yazıları
Taciziniz Batsın
12 Aralık 2020Melek Kobra, Tiyatronun Unutulmuş Kadınlarından
26 Kasım 2020Tarla Kuşu
22 Kasım 2020İstanbul Sözleşmesini Kaldırmak İstiyorlar, Çünkü Kadınlardan Korkuyorlar!
25 Temmuz 2020Madımak ve insanlığı yakan zihniyet
1 Temmuz 2020Kadınlar ve bekçiler
7 Haziran 2020Kesişen Hayatlarımız
5 Haziran 2020Zordur ülkemde işçi kadın olmak
1 Mayıs 2020Covid-19 bahanesiyle ötekileştirilen kadınlar
8 Nisan 2020Dünya’da ve Türkiye’de 'Evde Kal' talimatı kadına yönelik şiddeti artırıyor
29 Mart 20208 Mart’ın Ardından: Tarih Yazıp Figüran Olmayan Kadınlar
13 Mart 2020'Yeter Artık, Kapat Çeneni'
8 Mart 2020Şiddetin Gölgesinde Dans eden Kadınlar
11 Aralık 2019Kadınlar: Ateş hattında Varolmak..
25 Kasım 2019Tüm çocuklar için biraz umut ve Rabia Naz için de Adalet.
24 Nisan 2019Diren Sanat, Mutlu Yıllar Türkiye…
4 Ocak 2019Mağduriyet soslu bir masal: Nafaka
18 Ekim 2018Karma eğitim karmaşası
15 Eylül 2018Küçük bedenlerin ölümle dansı ve bir garip idam masalı
3 Temmuz 2018Kadınlar; Sandıklardan İtirazımız, Öfkemiz ve Özgürlük Çığlıklarımız Çıksın
22 Haziran 2018Adnan hoca basın özgürlüğüne bir darbe daha indirmenin kılıfı oldu
15 Şubat 2018'Eyy' ve 'Ulan', kadına yönelik şiddet ve cinsel istismar
4 Şubat 2018